Polonya’yı işgalinden 8 gün önce, Adolf Hitler 22 Ağustos 1939 günü Obersalzberg’de, kapalı kapılar ardında, biri sabah diğeri akşam olmak üzere, iki kez ordu kumandanlarına hitap eder.
Berlin’deki Associated Press’in eski şefi olan Louis Lochner 15 Ekim 1942’de yayınladığı ‘What About Germany?’ adlı kitabında, yukarıda söz edilen toplantıda Hitler’in söylediklerinin, ismini sakladığı birisi tarafından kendisine sızdırıldığını söyleyerek, (güya) Hitler’in bu toplantıdaki sözlerine yer verir. Bu sızıntının kaynağının Hitler karşıtı General Beck dostlarından toplantıya katılmamış birisi olduğu ihtimali kuvvet kazanmıştır. Ama, bu kişi kendi adının kullanılmasını istememiş, General Beck isminin arkasına saklanmıştır. Propaganda amacıyla, Hitler’e atfettiği sözler de biraz değil, çok abartılıdır. Asıl amacının Hitler’i desteklemesi muhtemel liderlerin gözünden düşürmek olduğu diğer ilavelerden anlaşılmaktadır.
Nuremberg Savaş Suçları Mahkemesi Savcısı 23 Kasım 1945 günü masasında imzasız, daktilo edilmiş bir metin bulur. Metnin nerede ve hangi tarihte yazıldığı belirsizdir. Bu metinde Hitler’e ait olduğu iddia edilen söylev, aynı Louis Lochner’in 1942 kitabında olduğu şekilde yer almaktaydı. (Nuremberg Mahkemesi savcıları bu kitaptan habersizlerdi.) Bu imzasız metni savcının masasına gizlice bırakanın Louis Lochner olduğu kendisinin 1956’da yazdığı Always the Unexpected kitabında (s. 287) ortaya çıkmıştır.
Amerika’da yayınlanan New York Times ve İngiltere’de yayınlanan The Times gazetelerinin ikisinde birden, 24 Kasım 1945 Cumartesi günü, bir Amerikalı tarafından yazıldığı belirtilen imzasız bir makale yayınlanır. Bu makalede, Hitler’e atfedilerek, yine Louis Lochner’in kitabındaki metine benzer sözlere yer verildikten sonra, (gerçek dışı bilgi olarak) iki gün önce bunun delil olarak Nuremberg Mahkemesi’nce kabul edildiği yazılmıştır. Bu makalenin de Louis Lochner tarafından yazıldığı ileriki yıllarda anlaşılmıştır. (Belli ki iki gün önce kendisinin gizlice bıraktığı delili Nuremberg Savcısının kabul etmiş olacağını sanarak, gazete haberi yapmakta erken davranmıştı.)
Ancak, Nuremberg Mahkemesi Savcısı masasında bulduğu imzasız metinden şüphelenmiş ve o toplantıya ait başka tutanakları araştırmıştır. Bulunan bütün kaynaklar 26 Kasım 1945 günkü Nuremberg savcılarının toplantısında incelenmiştir. Nuremberg Mahkemesinin elindeki üç ayrı kaynaktan ikisi resmi tutanaktı, birisi de generallerden birinin günlüklerini yazdığı anı defteriydi. Bu notları kaleme alanlar Hitler ve Nazism karşıtıydılar. Bunlara karşın içinden Louis Lochner’in söz ettiği güya Hitler’e ait söylevin bulunduğu imzasız daktilo sayfası güvensiz bulunarak, reddedilmiştir, çünkü diğer tutanaklarda bulunmayan ilave cümlelerin kötü bir Almancayla kaleme alındığı belli oluyordu.
Hitler’in Ağzından Çıktığı İddia Edilen, Fakat Gerçekliği İspat Edilemeyen Sözler Nelerdir?
Lochner’in Hitler’e ait olduğunu iddia ettiği sözlerinde Hitler aleyhine kullanılabilecek başka sözler de vardır. Ama Ermeni savlarını destekler şekilde kullanılan tek tümcesi:
“Günümüzde Ermenilerin katliamını kaç kişi anımsıyor ki?”
Bu sözcüklerin gerçek olmadığı ispatlanmış olmasına rağmen, Ermeni yanlısı kaynaklarda sanki Hitler’in uzman görüşüymüş gibi hala kullanılmaktadır. Washington DC’deki Holokost Müzesinin girişindeki duvarda da büyük harflerle ilan edilmektedir (Bir Ermeni propagandacısının müzeye bağışladığı yüksek meblağ karşılığında)...